Menopoz Sonrası Kemik Erimesi
Kemik dokusu sanıldığının aksine son derece aktif bir yapıya sahiptir. Erişkin kemik dokusu sürekli bir yıkım ve yapım dengesi içinde kemiğin şekillenmesini sürdürdüğü ve bir anlamda kendini yenilediği bir sistemdir.
İnsanlarda daha anne karnında iken başlayan beslenme dengesi ve kalitesi kemik yapısını önemli ölçüde etkilemektedir. Dengeli ve kalsiyumdan zengin diyetle beslenen spor yapan insanlarda kemik yapısı daha güçlü olmaktadır. Bu kemik yapısındaki güçlenme 30-35 yaşına kadar devam etmektedir. Ancak bu yaşlardan sonra kemik yapısında doğal kayıplar (osteoporoz) başlamaktadır. Bu kayıplar, menopoz sonrasında ise hız kazanmaktadır. Menopoz sonrasındaki osteoporoz hızındaki artışın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak östrojenlerin kemik metabolizmasına direkt veya indirekt etkisi muhtemeldir. Bir başka ifadeyle, kadınlarda kemik yapısının en güçlü olduğu dönem 35 yaş civarı olup, bu yaştan sonra kemik kaybı başlamaktadır.
Osteoporoz, kısaca kemik yoğunluğunun azalması, yani kemik dokusunda kayıp olarak tanımlanabilir(Şekil-1). Osteoporoz insanlarda yaşlanma olaylarından biridir.
Şekil-1:Solda sağlıklı, sağda kemik kaybı olan kemik yapısı görülmektedir. Burada önemli olan, kemik yapısındaki petek gibi yapının kalınlığı ve bütünlüğüdür.
Menopozla beraber hem kemik yapımı, hem de kemik yıkımı hızlanmakla beraber aralarındaki denge bozulmaktadır. Yıkım daha hızlı olup, buna bağlı olarak da, her yıl %1 ile %5 arasında değişen miktarlarda net kemik kaybı ortaya çıkmaktadır. Menopozu takiben 10-15 yıl sonra bu süratli osteoporoz dönemi sona ermektedir. Bir kadın 70 yaşına geldiğinde, menopoz öncesi dönemdekine oranla sahip olduğu kemik kütlesinin yaklaşık yarısını kaybetmiş olur. Hiçbir şikayeti olmasa dahi, boyda kısalma ve kamburlaşma bunun en objektif kanıtıdır. (Şekil-2)
Şekil-2:Omurgadaki çökme kırıklarının sonucu olarak, yıllar geçtikçe boy kısalır.1. Premenopozal dönemdeki mevcut kemik kütlesi.
2. Postmenopozal dönemde kaybedilen kemik miktarı.
Ancak yukarda söz edilen menopoz sonrası osteoporoz, haksız yere hastaların aşırı korkularına yol açmaktadır. Bunda en fazla medyanın yanlış yönlendirmesi rol oynamaktadır. Gereksiz yere sık sık kemik yoğunluğu ölçümleri ve gereksiz ilaç kullanımına neden olmaktadır. Kemik yoğunluğu ölçümleri 2-3 yıldan daha erken yapılmamalıdır. Kullanılan hormon dışı ilaçların çoğu da kemik yoğunluğunu artırmakta, fakat ne yazık ki kırılganlığı azaltmamaktdır.